22 Ekim 2010 Cuma

Minyatür yetişkin.

Neil Postman'a göre, çocuk kavramı 14. yy sonraları oluşmaya başladı. Öncesinde çocukluk diye bir dönemin oldugu bilinmiyordu. Bebeklik dönemi vardı ve minik varlıklar yürümeye başladıktan itibaren artık hayatlarını kendileri sürdürüyorlardı. O yakın anne bakımı yoktu. Hatta ortaçağda sıklıkla oynanan yetişkin oyunlarında bebekler "oyuncak" olarak kullanılıyordu,evet canlı bebekler. Ortaçağda yetişkin oyunları çok meshurdur. Saklambaçlar oynanır labirent bahcelerde, filmlerde bunun örneğine sıkça rastlanabilir. Bir de camdan cama bebek atma oyunu vardır mesela, bebek düşerse ölür ama bunu umursayan yok. Tüyler ürpertici gibi ama o baglamda düşününce ve bebeğin bugünkü masum anlamının o düşünce sisteminde yerleşmediğini düşününce normal.

Bunun dısında dediğim gibi cocuk kavramı hiç yoktu, ingilizce makalelerde "child" kelimesinin 15.-16. yy'larda ingilizceye girdiği söylenegelir.

Her dönemin tabloları o dönemin yaşantılarını yansıtan kanıtlardır. Amsterdam Historic Museum'da ilk kez gördüm ve müthiş heyecanladım ki tabloların hiçbirinde çocuk sureti yok. Sadece "minyatür yetişkin" ler. Yani o dönemin cocukları minik birer yetişkin gibi cizilmiş her tabloda. O donemin algısını görebiliyorsun ve buna ilk kez tanık oldum o müzede ve çok etkilendim. Yine diger tüm müzelerde de örneklerine sıkça rastladım. çocuklarını suratları neredeyse kırışık, hatta bebeklerin bile suratlarında bildigimiz belirginleştirilmiş yetişkin kaşı, gözü, sacı ve yaşantıların birikmişliğinin ifadesi. Hele giysiler, tamamen yetişkin giysileri.

tabi tüm bunlar ortaçağ avrupası için gecerli. orta asya kültüründe işler farklıdır sanırım, bu konuda okumadım.

Son olarak,
Postman 21. yy için de sunu tartısır,
"artık çocuklar yetişkinleşiyor, yetişkinler cocuklasıyor."

Ortacagda yetişkin olan cocuklar bir sonraki cagda çocuk oldular, şimdiyse yetişkin oluyorlar tekrar.

Artık sürekli cocuklarına fikir danısan anne ve babalar, cocuklarını korumayan ve onları 3 yasından itibaren birey gibi goren anne ve babalar var (bu elbette ki kotu bişi degil ama ucu kacmaya basladı bile, konu bu). özellikle avrupa yapımı filmler cok iyi yansıtıyorlar bu düşünceyi.

Artık cocuklar kanvas pantalonlar, deri ceketler ve siyah pabuclar giyiyor; bunun yanında yetişkinler birer cocuk gibi rengarenk giyiniyor. Renkli babetler, cicekli elbiseler vs. ya da ofislerinde rengarenk seyler oluyor masalarında. Düşün ki bazı yetişkinler sponge bob cantası takarken, bazı cocuklar deri sırt cantaları kullanıyor.